MAKEDONYA VE DİN

Makedonya,  tarihine baktığımızda çok sayıda uygarlığa ev sahipliği yapmış olmasından kaynaklı, çok sayıda dini ve etnik grubun varlığını, kalıntılarını hissettiriyor. Zira “Makedonya” kelimesinin anlamına baktığımızda, bize ülkenin yapısı hakkında oldukça ipucu veriyor. Dilimize Fransızcadan geçmiş olsa da, Yunanca asıllı olan Makedonya kelimesi, ‘yamalı bohça’, ’türlü’, ‘karışık’, ’muhtelif parçalardan oluşan’ anlamlarına geliyor.
Tarih boyunca Balkanların uygun doğal koşulları, yarımadayı insanlar için çekici bir hale getirmiştir. Çeşitli saldırı ve göçler sonucu oluşan dalgalanmalar, savaşlar ve kaoslar şimdiki Balkan topluluklarının doğmasının en belirleyici sebeplerinden biri oldu. Ülke bu kozmopolit yapıdan her açıdan ciddi şekilde etkilenmiştir. Dini açıdan farklı ibadethaneler ve farklı dinler anayasa tarafından ibadet özgürlüğü vurgulanarak garanti altına alınıyor. Makedonya anayasası şöyle der: "Dini itiraf özgürlüğü garantilidir. Bireysel diğerleri ile arasında aleni ve özgürce inancını ifade etme hakkı, garanti edilmektedir."

Bugünkü Makedonya Cumhuriyeti'nde en yaygın din %64,7 oranı ile Makedon Ortodoks Kilisesi'ne bağlı Ortodoksluktur. Bunu takiben %34,3 ile en yaygın ikinci din İslam'dır. Makedonya Cumhuriyeti oran açısından Türkiye, Kosova, Bosna-Hersek ve Arnavutluk’tan sonra Avrupa'daki en büyük Müslüman nüfusu barındırıyor.
Ülkede Müslümanların büyük kısmını Arnavutlar oluşturmaktadır. Arnavutlar, aynı zamanda ülkede en çok Türkçe konuşan halktır. Bunun yanı sıra Türkler, Boşnaklar ve Arnavutlardan oluşan ve sayı olarak 40 bin ila 80 bin kadar nüfusa sahip oldukları tahmin edilen bir Müslüman Makedon topluluğu da vardır. Müslüman Makedonlar, kendilerine Torbeş derler ve tüm çevrelerin de bu şekilde sınıflandırmasını isterler. Bu ismi Hıristiyanlardan ayırt edilmek için bulmuşlardır.  Ülkede günümüzde,  1200 kilise, 400 cami bulunmaktadır. Başkent Üsküp'te, hem Ortodoks hem de İslam dinine mensup insanlar için değişik okullar da vardır.

Çocukların ve gençlerin dini açıdan eğitim alabilmelerini sağlayan bu okullara dileyen herkes kayıt yaptırabiliyor. Herhangi bir kıstas mevcut değil. Ayrıca Makedonya’daki tüm üniversitelere her ülkeden eğitim için gelen gençler de bulunmaktadır. Hiçbir ayrımcılık yapılmadan gelen herkese eğitim verilmektedir. Makedonya’da üniversite okuyabilmek hem sınav stresi olmadan hem de ülkemize oranla çok uygun eğitim maliyetleriyle okuyabilmek anlamına gelmektedir. Bu avantajlardan yararlanabilmek için EuroStar Yurtdışı Eğitim Merkezi danışmanlığının kapısından girmeniz yeterli olacaktır. Hem kariyer planlamanızı hem de gereken tüm yurtdışı prosedürlerini yapmanıza yardımcı olan köklü bir danışmanlık hizmeti sunmaktadır.


EuroStar’ı internet sitesinden takip edebilir, telefon ile de ulaşabilirsiniz. Aynı zamanda irtibat bürolarını da ziyaret edip güler yüzlü çalışanları ile tanışabilirsiniz. Tabii geçmişe dönüp baktığımızda Makedonya’da İslamiyet’in gelişmesinde Osmanlı topraklarında kaldığı 600 yıla yakın bir zaman diliminin çok büyük bir önemi var. 1389’da Makedonya, Osmanlı hâkimiyetine girdi. Osmanlılar Ohri’ye ve Üsküp’e yerleşerek var olan kiliselerden Ayasofya Kilisesi’nin bir kubbesine küçük bir minare, iç kısmına da mihrap yerleştirerek cami olarak kullanmaya başladılar. Diğer kiliseler ise Hıristiyanların kullanımına bırakıldı. Osmanlılar hiçbir kiliseye yıkım emri vermemekle birlikte harap durumdaki kiliselerin tadilatları için bütçe dahi ayırmıştır.

Osmanlılar ülkede yaşarken kendilerini diğer uygarlıklar gibi kalelere ve surlara hapsetmemiş, aksine düz alanlara açılmışlar ve mahalleler kurmuşlar. Bununla birlikte Müslüman halkın, ibadet etmesi için merkez camileri ve mahalle mescitleri de inşa etmişler. Aradan bir yüzyıl dahi geçmeden Makedonya İslam merkezi haline gelmiştir. Tasavvufi İslam anlayışının yayılmasıyla da tekkeler ve zaviyeler de inşa edilmeye başlanmıştır. Ülkede İslam dini mensupları bu dönemde artmıştır.

1912 - 1913 Balkan Savaşları’ndan sonra Makedonya Osmanlı hâkimiyetinden çıktı. Bölgedeki Türk ve Müslüman halk, yıllarca kardeşçe yaşadıkları ülkeyi ve topraklarını terk ederek, Anadolu´ya göç etmek mecburiyetinde kalmıştır. Buna rağmen, bölgede hala çok sayıda Türk-İslam nüfusu yaşamaktadır. Savaş ortamının sonlanmasıyla birlikte çok sayıda Müslüman bıraktıkları topraklara geri dönmeyi tercih etmiştir.
Ülkede, Ortodoks Hıristiyanların yerleşmesi, elbette Osmanlıların ülkeyi ele geçirmesinden çok öncelere dayanmaktadır. Makedonya Roma İmparatorluğu’nun bir eyaleti haline geldiğinde, Avrupa´daki Kavimler Göçü esnasında ve sonrasında Makedonya sıklıkla istilaya uğramaktaydı. Milattan sonra 6. yüzyılda Slavlaşmaya başlayan ülkede, dokuzuncu ve onuncu yüzyıllarda Bulgarlar bölgede kuvvet kazanmıştı. Bu esnada çok sayıda kilise ve propaganda ülkedeki etnik grupları etkisi altına almaya başlamıştı.
Dördüncü Haçlı Seferinde 1204-1224 yılları arasında Makedonya´da Latin Krallığı kurulmuştu. 1230´lu yıllarda Bulgarların hakimiyetine geçen Makedonya ve halk, 1280´de de Sırpların egemenliğine geçti.
Osmanlılar ülke topraklarını ele geçirdiğinde Sırpların, Slavların kısaca Ortodoksların ve etnik gurupların dini üzerinde hiçbir baskı oluşturmadı. Fakat İslam dini ve ibadet alanlarını arttırmak için sayısız cami ve medrese açtı. Kiliselere karıştığı tek konu binaların ebatları oldu. Osmanlılar kilise boyunun camilerin boyunu geçmesini yasaklamıştı. Bu nedenle halen Makedonya’da bazı kiliselerin bir kısmı yerin altına doğru inşa edilmiştir.
Ülke gerek Osmanlı döneminde, gerekse Osmanlı hâkimiyetinden çıktığı ilk dönemde dini anlamda “barışçıl” olmayı unutmamıştır, aksine her fırsatta vurgulamıştır. Bugün Balkanlarda Müslüman ve Hıristiyanların en barışçıl yaşadığı ülke Makedonya’dır. Başkent Üsküp’te hem mimari anlamda hem de insanların etnik kökenlerine baktığınızda caddelerde kilise çanları ve ezan sesini bir arada duyarken uyumu ve kardeşliği daha çok hissediyorsunuz. Makedonya dini açıdan çok sayıda ülkenin hayal bile edemediği bir uyum ortamını yakalamış durumda.
Bugün barışın göstergesi olarak, Makedonya'da Mevlit Kandili, Sevgililer Günü ve Şarapçılar Günü olmak üzere 3 ayrı dini gün kutlanmakta. Bir yandan Müslümanlar tarafından Mevlit Kandili nedeniyle camilerde çeşitli etkinlikler düzenlenirken, başkent Üsküp'ün Eski Çarşı’sında da cami yanından geçenlere çiçekler dağıtılıyor. Ülkede normalde Katolikler tarafından kutlanan ve Rahip Valentine'e dayandırılan 'Sevgililer Günü', Hıristiyan ve Müslümanlar diye ayrılmadan, özellikle gençler arasında ortak kutlama günü olarak kabul ediliyor. Bu nedenle diğer dinlere mensup azınlık olanlar da aynı gün, sevdiklerine sevgilerini ifade eden hediyeler veriyor.
Makedonya halkı dini açıdan çok büyük bir saygı örneği de sergiliyor. Farklı dinlere mensup olan insanlar birbirlerinin dini vecibelerine büyük bir saygı duyuyor. Toplum arasında kemikleşmiş özelliklerinden biri olan bu saygı pek çok ülkeye örnek olacak kadar ön plana çıkan bir toplum yapısı olma özelliğini taşıyor. Makedonya siyasi açıdan karışıklıklara sahne olabilir, iç isyanlar bu ülkede de bir gün görülebilir, halk herhangi bir gelişmeye tepki göstermek için ayaklanabilir. Ancak Makedonya asla farklı dinin mensupları olan halkın birbirleriyle çatışmalarına sahne olmaz!