MAKEDONYA TARİHİ

Birçok uygarlığı topraklarında yaşatan Makedonya'nın bugünkü tarihsel ve etnik zenginliğine şaşırmamak gerekiyor. Çok uzun yıllar savaşlara, istilalara ve taht kavgalarına sahne olsa da bu ülke tarihini hem saygı ile anıyor hem de yapılan hatalardan ders çıkarmayı başarıyor. Caddelerde dostça kulağımıza çalınan çan sesi ve ezan sesi, gözümüzden kaçmayan Osmanlı, Yugoslavya ve Rum mimarisinin iç içe geçmiş bezemesi, insanların etnik farklılıkları, bize Makedonya tarihi ile ilgili küçük ipuçları verse de geçmişine bir göz atmak ülkeyi daha iyi anlamak için oldukça gerekli gibi görünüyor.
Makedonya topraklarında, bilinen ilk hâkimiyet M.Ö 725'li yıllarda Argead Hanedanı’ndan Birinci Perdikas'ın kurduğu uygarlıktır. Argead Hanedanlığı’nın aslı Yunan değildir. Sırbistan ve Trakya’ya doğru genişleyen Makedonya Krallığı M.Ö 513’ten 479'a kadar Perslerin işgali altında kalmıştır. Persler daha fazla dayanamayıp topraklardan çekilince, Makedonya Krallığı’nın başkenti Pella olmuştur.
Kralların hanedanlık savaşları sırasında balkan kavimlerinin saldırısına maruz kalmış ve istilaya uğramıştır. Kral İkinci Amiktas ve Üçüncü Fredikas istilaya uğramıştır Ayrıca İkinci İskender, bu dönem hanedanlık savaşlarına girmişlerdir.

M.Ö 359 yılında, ikinci Filip'in kral olması ile birlikte hanedanlık güçlenmiş, kavgalara son verilmiş ve nihayet topraklardaki istilacılar ve yağmacılar çıkartılmıştır. Hanedanın otoritesi güçlenince, topraklarda genişletilmiştir. İkinci Filip'ten sonra M.Ö 334-323 yılları arasında Büyük İskender, kral olmuştur!


Büyük İskender hanedan savaşlarından sonra elde edilen otorite ile Yunanistan ve İran alınmıştır. Ayrıca Anadolu, Suriye ve Mısır’da topraklar arasında katılmıştır. Ülke Türkistan’dan Hindistan´a kadar olan yerler alınarak topraklar genişletilmiştir. Büyük İskender, kazanmış olduğu zaferler sonunda gücünün ve otoritesinin altında zevke ve tembelliğe alışmış, onaylanmayan bir hayata dalmıştır. Büyük İskender maalesef zevk yaşamından çıkamayıp, otuz üç yaşında sefalet içerisinde ölünce, M.Ö. 323´de Dördüncü İskender kral oldu. Dördüncü İskender'i kabullenemeyen Büyük İskender´in kumandanlarından Antigonos Kiklons onu öldürerek, Makedonya krallığına geçti.
Antigonos Kiklons, Makedonya´da yeni hanedanın kurucusudur. Aynı dönem Romalılar bu dağlar arasında, iklimi güzel topraklara göz dikmişlerdir. Romalıların bölgeye hâkim olmaya başlamışlarken, Makedonya Krallığı karşı koymaya çalışmışlardı. Fakat daha fazla direnemediler. M.Ö. 172-168 yılları arasında üçüncü akın sonunda yenildiler. Makedonya, Roma İmparatorluğu’nun bir eyaleti haline geldi.
Avrupa’daki kavimler göçü esnasında ve sonrasında daha birçok kez istilaya uğrayan Makedonya, M.S 6. yüzyılda Slavlaşmaya başladı. Dokuzuncu ve onuncu yüzyıllarda Bulgarlar bu bölgede de kuvvet kazanmaya başlamışlardı. Romalıların yeniden oluşturmaya çalıştıkları eyaletleri, Dördüncü Haçlı Seferinde 1204-1224 yılları arasında Makedonya´da Latin Krallığı kurulmasına engel olamadı. Latin Krallığı diğer krallıklar gibi uzun zaman Makedonya topraklarında kalamadı. 1230´larda Bulgarların, 1280´de de Sırpların hâkimiyetine geçti.
Osmanlı Devleti çok değil kısa bir süre sonra, Anadolu´da kurulmuştur. Diğer uygarlıklara kıyasla daha adil istilalarda bulunması istila ettiği toprakların insanlarına zulmetmemesinde dolayı daha kolay ve kısa zamanda genişleyip,

14. yüzyılda Avrupa kıtasına da Asya kadar hâkim olmaya başladı. Osman Bey devrinde, Makedonya´ya ilk Osmanlı akını yapıldı. Yıl 1324! Osmanlı Sultanlarından Birinci Murad Han devrinde, 1371'de, Cirmen Zaferiyle, Türkler Osmanlı İmparatorluğu olarak Makedonya'nın kapılarından içeri girdi. Balkanlardaki topraklarını almış oldu.
1371'den 1878 Osmanlı Rus Harbine kadar, aralıksız ve istilasız Osmanlı hâkimiyetinde kalmış olan topraklara, 1878'de Ruslar istila etmiş, fakat Berlin anlaşması ile kurtarılmıştır. Ancak bu kurtarılış çok uzun sürmedi ve 1912-1913 Balkan Harbinden sonra Osmanlı İmparatorluğu, Makedonya topraklarını kaybetti. Bölgede yaşayan Müslüman ve Türkler, yıllardır yaşadıkları, ekip biçtikleri topraklarından ayrılıp Anadolu'ya göç etmek zorunda kaldı.
Makedonya, 1371’den 1913 yılına kadar Osmanlı idaresinde kalmıştır. 19. yüzyılın ortalarına kadar diğer istila edilen topraklar gibi, barış ve huzur devrini yaşamıştır. Bu devirde Makedonya’da sanatsal açıdan kıymetli mimari eserler, köprüler, hanlar, inşa edildi. Halkın sosyal ihtiyaçları için, çok sayıda müesseseler kuruldu. Sivil ve askeri okullar açıldı.

Şehre medeniyet getiren, birçok müessesenin gerek inşası, gerek açılması ve yeniden yapılandırılması ile Makedonya’nın, hayat ve kültür seviyesi savaşı ve yaşanan fakirliği unutturacak kadar ileri seviyeye taşındı. Bölgedeki Osmanlı eserlerinin çoğu tahrip edilmiş de olsa kalan eserler, başlı başına sanat abidesidir.
19. yüzyılda alevlenen Papalık ve kilise propagandaları, Rus atılımları, Makedonya'nın Osmanlı hâkimiyetinden çıkmasının sebeplerinden olmuştur. Maalesef Makedonya, Osmanlıların elinden çıkmasıyla birlikte, toprak bütünlüğünü kaybetti. Balkan devletleri arasında savaşın yaşandığı topraklar haline gelirken, Birinci Dünya (1914-1918), İkinci Dünya (1939-1945) savaşlarında da aynı şekilde yakasını savaşın soğuk çorak yüzünden kurtaramadı. İkinci Dünya Savaşı biterken, 1947´de Makedonya Bulgaristan, Yugoslavya ve Yunanistan arasında paylaşılmış ve savaşlar,  geriye sefalet bırakmıştı.
Makedonya toprakları, Yugoslavya sınırları içinde kaldı. Yugoslavya´yı meydana getiren cumhuriyetlerden biri olarak Tito'nun Yugoslavya Komünist Partisi liderliğinde, federal bir devlet olarak Makedonya Cumhuriyeti kuruldu. Yugoslavya, rejim değişiklikleri ve 2. Dünya Savaşı’nın getirdiği zorlukların da etkisiyle daha fazla dayanamayıp parçalandı. Yerine kurulan Yeni Yugoslavya 1991´de bir referandum düzenlendi. Makedonya, bu referandum ile Yugoslavya'dan ayrıldı. Böylece Makedonya özgür ve bağımsız bir devlet haline geldi. Ülkelerin hemen hepsi Makedonya'nın bağımsızlığını tanıdı. Fakat Yunanistan, kendi ülke sınırlarında, aynı isimli bir bölge olmasından dolayı, ülkenin ismini değiştirmesini, diğer türlü bu bağımsızlığı tanımayacağını ilan etti. Hatta halen Makedonya Cumhuriyeti’ne bu yönde bir talebi bulunmaktadır.
Tarihine baktığınızda hem çok yaşlı hem de bağımsız bir devlet olarak çok genç olan Makedonya, tüm yaşadıklarına rağmen projeleri ile halkın refah seviyesini yükselterek Avrupa Birliği’ne aday ülke olma yönünde başarılı adımlar atmıştır. Bu tarihi inceledikten sonra ülkenin içindeki etnik gruplar arasındaki barışı tebrik etmek gerekmez mi? Bir anlamda küllerinden yeniden doğan ve en azından zorlu dönemlerde dahi bütünlüğünü korumaya çalışan Makedonya, yıllarca taht mücadelelerine sahne olmuş bir ülkedir.
               Günümüzde yurtdışında okumak artık hem daha az maliyetli hem de daha kolay. Makedonya'da seçkin bir üniversite okuyup aynı zamanda daha az masraf yapmak mümkün. Bu avantajların detaylarını EuroStar Yurtdışı Eğitim Merkezi danışmanlık şirketinin internet sitesinden ve telefonla arayarak öğrenebilirsiniz. EuroStar bu konuda çok ayrıntılı ve titiz bir çalışma yaparak öğrencilere kariyerli bir hayat yaşayabilmesine yardımcı olmaktadır.